5 Mart 2015 Perşembe

Senin de

Senin de vicdanın sızlayacak.
Mutlaka sızlayacak.
Onların avukatı olduğun için.

Hiç tıp dili kullanmıyorum. Tıbbı hiçbir açıklama ve terim yok.
Etrafındaki rasgele bir kadın doğumcuya sor bakalım.
Su geldikten kaç saat sonra bebeği alıyor? 27 saat bekliyor mu?
Sadece bunu sor.

1 yılı geçti.
Ben her gün ağlıyorum. Her gün.
Bu nasıl bir acı biliyor musun? Her an gözünün önünde, sana sürekli yaşadıklarını ve yaşayacaklarını anımsatan.
Can parçan...
Masumun...
Hiç günahsızın...
Koy kendi çocuğunu onun yerine.
5 dakika dayanabilecek misin?

Hadi sen anlamıyorsun, karına göster bu yazımı.

Daha yazacak çok şey var ama yorgunum, halim yok.

Bunların mutlaka karşılığı olacak. Er ya da geç.
Bu dünyada veya öbür dünyada.
Ve sen bilinçli olarak bunun bir parçası olduğun için vicdan azabı çekeceksin.

Bizi arama bir daha, huzurumuzu bozma

26 Şubat 2015 Perşembe

Kış uykusundan uyanış

Bugün Nişantaşı'na ofise gittim.
Meğer bahar gelmiş. Bütün güzel kadınlar sokaklara dökülmüş yine.
Dört tane ünlü gördüm. Hande Ataizi, Rafetel Roman, Dacia reklamındaki kız, Ozan Güven

Ne güzeldi şehir.
Dolmuşta kalan son yere gözümün önünde başkasının binmesi bile güzeldi.
Metroyla gitmek zorunda olmak. Kaça yetişirsem yetişeyim diye ağırdan alırken şehrin sağından ve solundan hızlıca akması. Metroda arp çalan müzisyen, ellerinde biralarıyla tezahürat yapan hoş Beşiktaşlı taraftarlar

Bir yıldan sonra şehirin içine karışmak çok güzeldi.
Bu defa farklı bir Tuğçe olarak,
etrafa bakarak,
daha farkında,
daha az ciddiye alarak...

25 Aralık 2014 Perşembe

İroni

Şarap kadehinde anne sütünü arttıran bitki çayı.


Mutfağımızdaki bolluk içinde kıtlık. Bu zamanlardan anı olsun.

Balık, balık, balık

Buraya özel hemen keşfettiğim 2 balık oldu. Biri cod fillet, marketlerde somonun yanında satılıyor. Beyaz renklisi. Tadı harika lokum gibi kılçıksız ve somondaki o ağırlık yok. Tavada pratik zeytinyağında çevriliyor. Bir de buralarda iri çekilmiş karabiberi keşfettim. Onunla süper lezzetli oluyor.
Benim moral bulma araçlarımdan  biri balık sofrası kurmak sanırım.
Güzel bir alışveriş ve ardından üşenmeden mis bir sofra.
Diğer keşif ise İremlerle Bocca di Bacco'da denediğim scallops. O da meğer tarak gibi bir midye çeşidiymiş. ama o kadar etli ki midye demeye şaşırıyor insan. Balık gibi kocaman kocaman topçuklar şeklinde.
Onun da lezzeti bir harika.
Uf "balık" denince kendimden geçiyorum.





14 Aralık 2014 Pazar

Rezalet

Cuma akşamı İrem'le yemeğe çıktık.
Meatpacking'de buluştuk.
13th West'te.
Rezervasyon 9'daymış. Öncesinde bir drink alalım dedik :) hehe
Yemek yiyeceğimiz yerin hemen yanındaki Spice Market'te birer içki içtik.
Ben bira, İrem votka soda.
Ortam çok güzeldi. Kimse kasmıyor. Metroyla gittim falan rahatça.
İstanbul'da bu kadar kolay buluşamayız valla.
Ayakta içkimizi içip yemek yiyeceğimiz yere geçtik.
Adını unuttum.
Yemeğimiz de güzeldi.
Biraz dertleştik falan...
Yemek çıkışı yakınlarda salaş bir bara gittik. Tam karşısı Standart Otel. Kim kardashianların falan terasında partilediği mekan. Neyse o salaş yerde de bir bira içip çıktık. Birkaç iltifat aldık falan keyfimiz yerinde.
Taksi bulamıyoruz.
Yok.
İrem Mark'ların yanına gidecek, ben evime.
Sonra önümüzde bir araba durdu. Camı açıldı. Meksikalı tarz 2 tip camdan laf atıyor.
No deyip kafamızı çevirdik.
Taksi bulamıyoruz ama başkasının arabasına binecek değiliz.
Baktık ısrar da ediyorlar birşeyler diyorlar.
İrem can kulağıyla dinleyince
Meğer "Park edebilir miyiz, çekilir misiniz?" diyorlarmış!!!!

13 Aralık 2014 Cumartesi

Şu birimleri öğren yahu!

Ağırlık market
Balık ve sebze alırken lbs yazıyor.
1 lbs(pound) = 0.453 kg (yarım kilo diyelim)

İkinci zorlandığım sıcaklık
bu kafta sıcaklık 40 F civarında gezindi.Formülü buymuş. Buna da bir kısa yol bulayım.
°C = (°F − 32) : (1,8)
C = (40-32) : 1.8 = 4,4

Bu formülü akılda tutmak zor. Valla 32yi hatırlasam yeter.
32 çıkar 2'ye böl desek çok mu kötü olur.
Ya da 32'den öncesi artık 0 'ın altı oluyor. En azından bunu diyebiliriz.

Sıvılar
Bir de su alırken galonla karşılaştım.
1 galon = 3.78 litreymiş.

ev ararken squarefeet vardı ama şu an ona ihtiyacım yok. Onu boşveriyorum.
Hadi öptüm. Bugünlük bu kadar fizik yeter, mucx

Cool 3

Sokaklarda dolaşırken beni heyecanlandıran "ye cool baby" dedirten 3 şey paylaşacağım.
Dönüp de güzeldi ya dedirtsin bana tekrar okuduğumda İstanbul'da.

1. Bebek arabaları
Resmini henüz çekemedim ama 6 kişiliğini bile gördüm.
Genelde 2'li ve 3'lüsü yaygın. Bir çocuk arakaya takılan tekerlekli ministandın üzerinde ayakta durabiliyor.
Diğer ikisi altlı üstlü oturuyor.
Netten bakayım, olmadı çekmeye çalışayım burdayken.
Gerçekten cool!

2. Yün saç bantları
Onu bornoz havasında kıvrımlı. Ustten takılan saç bantları çok ama çok havalı.
İstanbul'a gidince öreceğim valla karar verdim.
Bir de orta yerine boncuklu süs koymuşlardı urban outfitters'da.
Aşağıdaki resim de urban outfitters'dan alma.


3. Sensörlü tahta kaykay
En bombayı sona sakladım. Adamın teki, yetişkin yani çocuk yeniyetme de değil. Kaykayı sensörlü müdür nedir, salına salına yürüyor. Işıklardan karşıya geçiyor. Kaykay'ı da yanından eşlik ediyor ona.
Herkesin ilgisini çektiğinin farkında ağır ağır tadını çıkarta çıkarta yürüyor.
Kaykayı da gıcır gıcır değil. Sanki kendisi icat etmiş. Eski kaykayına alıcı takmış.
Çok cool!