4 Aralık 2014 Perşembe

Şükür

Bugün hayattan bir saati de oğlumla çaldım.
"Ne işin var içerde? Kalk" dedim, giydirdim Berk'i, koydum arabasına. Ağlamayacak enerjisini yüklendim.
Döküldük yola.
Canım oğlum, can parçam hiç ağlamadı.

Önce 72'ye yürüdük, ardından u dönüp taa Columbus Circle'a.
Noel için kırmızı tenteli tezgahlardan oluşan açık pazar kurmuşlar.

Takıcıların, hediyelik eşyacıların tezgahları arasında dolanırken Berk'im çoktan uyumuştu.
Belki 5 kişi "so cute" diye seslenmiştir.
Bir tane uyuma haline gülüp "out" diye seslenen, bir tane de yanındaki dürtüp bak bak bebek çok tatlı diyeni gözlerimle gördüm, kulaklarımla duydum.
Kırmızı tentelerin, yeşil çam dallarının süslediği, kalabalık mini pazardan çıkıp da Central Park'a kendimizi attığımda özgürlük hissettim. Ferahlık. Genişlik...
Hava artık serinlemiş, sertleşmişti.
Soğuk yüzüme çarptı.
İşte o an şükrettim.

Yüzüme çarpan soğuk hava, geniş yemyeşil alanlar, melek gibi uyuyan oğlum yanımda, sıcağımda ve biz özgürlüğe doğru ilerliyoruz.
"Şükür" diye gözlerim doldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder