Balık tutmak çok mutlu ediyor. Nedenini düşünüyorum bir
türlü bulamıyorum.
Neden, nedenini düşünüyorum? Çünkü ben de kendime
şaşırıyorum. İçimde hissettiğim coşku çok büyük.
Bugün Adrasan’da o tırtır balıkçı teknesiyle çıktığımızda
bir balık bile tutamadım. Hayır balık vardı. Toplam 15 iri palamut tutuldu. Ben
balık avlayamadım ama avlayanların heyecanını paylaştım, balıklarını iğneden çıkardım. O nasıl bir haz?
Nasıl bir heyecan? Balıklara dokunmak, kokularını duymak.
Emeklerin sonucunu almak.
Sanıyorum beni mutlu eden bu.
Oltayı hazırlamak tam bir mesai. Önce ucuna çapariyi takmak
gerekiyor. Çapari bir süngere sarılı, uçlarında tüy olan, 10'lu 5'li iğne. Sırayla
açıp, dikkatlice bir yere batırmadan ve etrafa dolaştırmadan açmak gerekiyor.
Ucundaki kurşunu denize atınca dolanmasını engellemiş oluyorsun. Böylece açtığın her iğne otomatik denize
düşüyor. Ah o iğneler bir kumaşa takıldı mı? Spor ayakkabının ipi, tshirtünün
kenarı… Çöz çözebilirsen. Ucundaki tırnak bir türlü çıkmıyor. Kumaşı, ipi
kesmek zorunda kalıyorsun. Çapariyi de oltaya taktın mı, tamam. Balık tutmaya
hazırsın.
Şimdi de uzun bir bekleme süresi. Oltayı sarıp toplama, sonra
gevşetme, arada “geldi mi?” diye düşünüp motoru hızlıca, merakla döndürme.
Sonra hayalkırıklığı. Ve tekrar bir deneme. Oltalar suya.
Deniz de bugünkü gibi dalgalıysa yüzüne tokat gibi gelen su.
Bence denize saygıda kusur etmeyeceksin. Çöpün düştüyse eğilip bir zahmet
alacaksın. Dalgası yüzüne çarptığında hürmet gösterecek, ıslansan da
kızmayacaksın. Korkacaksın denizden. Mesafeni bileceksin.
Sabırla beklediğinde oltada ağırlık veya titreşim
hissettiğinde balık gelmiş demektir. Böyle bir zevk bilmiyorum. Diğer kızlar benim gibi değil. Bütün kalbimle
tutku yaşıyorum balık tutulma anlarında. "Zafer bizim" duygusu. Balığı elimle yakalayıp
iğnesinden çıkarmak ve su dolu kovaya atmak. Kaç tane oldu diye saymak, her
balıktan sonra hiç üşenmeden.
Adrasan balık avı günü de bu duygularla geçti. Eşsiz doğa
manzaraları içinde başka hiçbir şey düşünmeden doğayla birbirimize karıştık.
Mola verdik, kahvaltı ettik. Mola verdik, bakir koylarda suyun içinde sabah
kahvemizi içtik.
Unutmadan bu sabah 5.30’ta kalktık. 6’da takamızın
yanındaydık. Çok güzel bir gün oldu, doyamıyorum anlatmaya, resimlere bakmaya.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder